BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Allahü teâlânın sevgisine, rızasına kavuşmak


Sual: Allahü teâlânın sevgisine, rızasına kavuşmak için neler yapmalıdır?

Cevap: Kayyûm-i Rabbânî Muhammed Masûm Fârûkinin birinci cilt 14. mektubunda buyruluyor ki: Bir âyet-i kerimede meâlen, (Nimetlerime şükür ederseniz, onları arttırırım) buyurulmaktadır.

Ey mesut ve bahtiyar kardeşim! Madem ki, Allahü teâlânın sevdiği kullarının yolunda yürümek arzusundasın, bu yolun şartlarını ve edeplerini gözetmelisin! En önce, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid'atlerden sakınmak lâzımdır. Çünkü, Allahü teâlânın sevgisine ulaştıran yolun esası, bu ikisidir. İşlerinizi, sözlerinizi ve ahlâkınızı, dinini bilen ve seven, dindar âlimlerin sözlerine ve kitaplarına uydurmalısınız. Salih kullar gibi olmalısınız ve onları sevmelisiniz. Uykuda, yemekte ve söylemekte aşırı gitmeyip orta derecede olmalısınız. Seher vakti, [yani gecelerin sonunda] kalkmağa gayret etmelisiniz. Bu vakitlerde istiğfar etmeği, ağlamağı, Allahü teâlâya yalvarmağı ganimet bilmelisiniz. Salihlerle düşüp kalkmağı aramalısınız. (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) hadîs-i şerifini unutmayınız! Şunu, iyi biliniz ki, ahireti [saadet-i ebediyyeyi] isteyenlerin dünya lezzetlerine düşkün olmaması lâzımdır.

Mubah olan lezzetleri bırakamazsanız, hiç olmazsa, haramlardan ve şüphelilerden kaçınınız ki, ahirette kurtulmak umulsun. Fakat, her türlü altın ve gümüş eşyanın ve çayırda otlayan hayvanların ve ticaret eşyasının zekâtını ve topraktan, tarladan, ağaçtan alınan mahsullerin uşrunu da herhâlde vermek lâzımdır. Bunların verilecek miktarları, fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.

Namazları, müstehab zamanlarında ve şartlarına ve edeblerine uygun olarak kılmalıdır. Zekâtı ve fıtraları, İslâmiyetin emir ettiği kimselere seve seve vermelidir. Akrabayı ziyaret etmeli, mektupla gönüllerini almalıdır. Komşuların haklarını gözetmelidir. Fakirlere ve borç isteyenlere merhamet etmelidir. Malı, parayı, İslâmiyetin izin vermediği yerlere harç etmemeli, izin verilen yere de, israf etmemelidir. [Ribâdan yani fâizden, kumarlı ve kumarsız oyunlardan sakınmalıdır.] Parayı oyunlara, haramlara, çalgılara, süslenmeğe, gösteriş yapmağa, öğünmeğe, mal toplamağa kullanmamalıdır. Bunlara dikkat edince, mal, zarardan kurtulur ve dünyalıklar, ahiretlik hâlini alır. Belki de bunlara dünya denmez. Bu yolun büyüklerinden birini buluncaya kadar, Kur'ân-ı kerim okuyarak, ibadetleri yaparak ve kıymetli kitaplarda ve hadîs-i şeriflerde bildirilen duaları, tesbihleri okuyarak vakitlerinizi mamur ediniz! Zamanınızın çoğunu, (Lâ ilâhe illallah) kelimesini söylemekle geçiriniz. Nefsi ve kalbi temizlemekte çok tesirlidir. Her gün, belli miktar okursanız iyi olur. Abdestli ve abdestsiz söylenebilir. Bu yolun büyüklerini sevmeği saadetin sermayesi biliniz. Bu yolda ilerleten en kuvvetli vâsıtanın, bu muhabbet olduğunu biliniz! (Tam İlmihal s. 118)

***

Sual: Her Müslümanın, bilmesi ve yapması gereken başlıca farzlar nelerdir? Namaz kılmak ne zaman farz olur?

Cevap: Her Müslümanın, otuzüç farzı bilmesi lâzımdır. Otuzüç farz şunlardır:

İmanın şartı : Altı (6),

İslâmın şartı : Beş (5),

Namazın farzı : Oniki (12),

Abdestin farzı : Dört (4),

Guslün farzı : Üç (3),

Teyemmümüm farzı : Üç (3)

Teyemmümün farzına iki diyenler de vardır. Bu zaman, hepsi otuziki farz olur. Ellidört farz başka olup, (İslâm Ahlâkı) kitabımızda yazılıdır. Emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yapmak ve kötü, çirkin söz söylememek, ellidört farzdadır.

Âkıl ve baliğ olan her Müslümanın her gün beş namaz vaktinin her birinde, bir kere namaz kılması farzdır. Bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmağa] başladığı vakit, kılması farz olur. Kılmadı ise, vaktin sonunda, yani vaktin çıkmasına, abdest alıp namaza başlayacak kadar zaman kalınca, kılması farz olur. Özrü yok iken kılmadan vakit çıkarsa, büyük günâh olur. Özrü olanın da, olmayanın da, vaktinde kılmadığı namazı, vakti çıktıktan sonra, kaza etmeleri farz olur. Çocuk baliğ olunca, kâfir veya mürted Müslüman olunca, kadın temizlenince, deli ve baygın şifa bulunca, uykuda olan uyanınca da böyledir. Yeni Müslüman olana evvelâ namazın şartlarını öğrenmesi farz olur. Öğrendikten sonra, kılması da farz olur. Vakit girdikten sonra, kılmadan uyumak özür olmaz. Bunun, vakit çıkmadan uyanması için tedbir alması farz, vakit girmeden uyuyanın alması ise, müstehabtır. (Tam İlmihal s. 121)

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.

Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.

Teşekkürler.