BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Gusülde mutlaka yapılması gerekenler


Sual: Gusül abdesti alırken, mutlaka farz olarak yapılması gerekenler nelerdir?

Cevap: Hanefi mezhebinde gusülde mutlak yapılması gereken farzı üçtür:

1-Ağzın hepsini iyice yıkamak. Ağız dolusu su içmekle de olur ise de, yutmak mekruhtur diyen alim de olmuştur.

2-Burnu yıkamak. Burundaki kuru kir altını ve ağızdaki, çiğnenmiş ekmek altını yıkamazsa gusül sahih olmaz. Hanbeli mezhebinde, mazmaza ve istinşak, abdest alırken de, gusülde de farzdır.

3-Bedenin her yerini yıkamaktır. Bedenin, ıslatılmasında haraç olmayan yerlerini yıkamak farzdır. Yıkanan yerleri ovalamak lazım değil ise de, müstehaptır. İmam-ı Malik ile imam-ı Ebu Yusuf hazretleri lazımdır buyurdu.

***

Sual: Bir kimse, hiçbir kötü niyetim yoktur diyerek haram işlese, bu hal yine günah olur mu?

Cevap. Günahlar, niyetsiz veya iyi niyet ederek işlenirse, günah olmaktan çıkmaz. (Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur) hadis-i şerifi, taatlara ve mubahlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir. Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veya başkasının malı ile sadaka verse, yahut haram para ile mektep, cami yaptırsa, bunlara sevap verilmez. Bunlara sevap beklemek, cahillik olur. Zulüm, günah, iyi niyetle işlenirse, yine günah olur. Böyle işleri yapmamak sevaptır. Bilerek yapılırsa, büyük günah olur. Günah olduğu bilinmeyerek yapılırsa, Müslümanların çoğunun bildiği şeyleri bilmemek, öğrenmemek de günah olur. Gayr-i müslim memleketlerde dahi, eğer İslâm bilgileri yaygın ve öğrenmek mümkün ise, cahil kalmak, öğrenmemek, özür olmaz, günah olur.

***

Sual: Namazın ilk rekatinde sübhaneke, euzü ve besmele okunmaktadır. Bunları okumak da farz mıdır?

Cevap: Namazda, ilk rekatte, imam olsun, cemaat olsun ve yalnız olsun, Sübhaneke okumak sünnettir. İmamın ve yalnız kılanın, Euzü ve Besmele okuması da sünnettir. Fatihayı ve Fatihadan sonra, üç ayet, yahut, üç ayet kadar uzun bir ayet okumak vacip, sünnetlerin ve vitrin her rekatinde, yalnız kılarken farzların iki rekatinde, ayakta, kıyamda, Kur'ân-ı kerimden bir ayet okumak farzdır.

***

Sual: Domuz yağından yapılan sabun kullanılabilir mi?

Cevap: Necasetli yağ, leşin ve necis hayvanın, domuzun yağı, sabun yapılınca temiz olur. Bütün kimyevi değişmeler böyledir.

***

Sual: (Hîle-i şer'ıyye) ve (Hîle-i bâtıla) neye denir ve caiz midir?

Cevap: İbni Nüceym Zeyn-ül-Âbidîn Mısrî "rahime-hullahü teâlâ" (Eşbâh) kitabında, beşinci kaidenin sonunda, (Bazı ihtiyaçlar zaruret kabul edilir. Meselâ muhtaç olanın fâiz ödeyerek ödünç alması câiz olur) diyor. Seyyid Ahmed Hamevî "rahime-hullahü teâlâ" burayı açıklarken, (Meselâ on altın ödünç alıp, her gün belli miktar bir şeyi fâiz olarak öder) diyor. Bundan anlaşılıyor ki, nafakaya muhtaç olup, çalışamayan ve karz-ı hasen bulamayan âciz kimsenin nafaka için, fâiz ile ödünç alması câiz olur. Fakat, bu hâlde de (Mu'âmele satışı) yolu ile almalıdır. Meselâ, on altın alıp, oniki altın ödemekte uyuşulunca, on altını alırken, kalem, defter, kitap gibi herhangi bir şeyi de iki altına satın alıp, oniki altın borçlanır. Böyle, fesat ile, bid'at ile karşılaşıldığı zaman, İslâmiyete uymak için, ihtiyatlı yol aramağa, (Hîle-i şer'ıyye) denir. Âciz olanın, zarurete düşenin, ibadetini kaçırmaması veya haram işlememesi için (Hîle-i şer'ıyye) yapması lâzım olur. İslâmiyete uymaktan kaçmak için çare aramağa (Hîle-i bâtıla) denir ki, haramdır. (İslâm Ahlâkı s. 453)

Farzı yapmamak veya haramı yapmak için hîle yapmak haramdır. Buna, (Hîle-i bâtıla) denir. Bir şey, farz veya haram olmadan önce, farz veya haram olmasını önlemek câizdir. Buna (Hîle-i şer'ıyye) denir. (Kıyâmet ve Ahiret s. 309)

Zekâtı altın olarak dağıtmak, daha sevabdır. Altın ile verileceği, herkese gösterilmiş, öğretilmiş olur. Zekâtı fakire veya vekiline, önce altın olarak verip sonra bunu kâğıt paraya çevirmek, (Hîle-i şer'ıyye) olur. Zekâtı ahkâm-ı islâmiyyeye uygun verebilmek için, bunu yapmak lâzımdır ve çok sevabdır. Hîle-i şer'ıyye yapmanın câiz olduğu ve fakirin aldığı zekâtı, sadakayı zengine hediye etmesinin câiz olduğu bildirilmiştir. Farz olduktan sonra zekât vermemek için, (Hîle-i bâtıla) yapmak haram olur. Farz olmadan önce yapılan hile, imâm-ı Muhammede göre mekruh, imâm-ı Ebû Yûsüfe göre câiz olur. Fetva imâm-ı Muhammede göredir. (Tam İlmihal s. 301)

Haramı helal ve helalı haram yapmak için, yahut birinin hakkına mâni olmak veya haksız mal ele geçirmek için, (Hîle-i bâtıla) yapmak câiz değildir.

Haramı helal yapmak için (Hîle-i bâtıla) yapmak Yahudilerin âdetidir.

(Fetâvâ-yı Hindiyye)de altıncı cüz'de diyor ki, (Haramdan kurtulmak için, helale kavuşmak için hîle-i şer'ıyye yapmak câizdir ve iyidir. Böyle hilenin câiz olmasına senet, Sâd sûresinin kırkdördüncü âyetidir. Bu âyet-i kerime, Eyyûb aleyhisselâm, zevcesine yüz sopa vurmağa yemin edince, bu yemini yapmaktan kurtulması için yapılacak hîle-i şer'iyyeyi bildirmektedir.) (Eşi'at-ül-leme'ât)da had cezalarında diyor ki: Sa'îd bin Sa'd dedi ki, babam Sa'd, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" yanına, hasta, sarsak birini getirdi. Bunu zina yaparken yakaladık dedi. (Buna, üzerinde yüz filiz bulunan bir dal ile bir kere vurunuz!) buyurdu. Böylece, bir vurmakla, yüz sopa vurulmuş, had cezası yapılmış olur. Eşi'a tercemesi, hîle-i şer'ıyyenin câiz ve lâzım olduğunu göstermektedir. (Tam İlmihal s. 844)

Farzı yapmamaktan veya haram işlemekten kurtuluş yolu aramağa (Hîle-i şer'ıyye) denir. (Tam İlmihal s. 859)

***

Sual: Fıkıh ilmi ne demektir, bu ilmin konusu nedir, nelerden bahseder, bu ilmin kaynağı, kısımları nedir, bu bilgiler nereden alınmaktadır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Mecmû'a-i Zühdiyye kitabında deniyor ki:

"Fıkıh kelimesi, Arapçada, fekıha yefkahü şeklinde kullanılınca, yani dördüncü babtan olunca, bilmek, anlamak demektir. Beşinci babtan olunca, İslâmiyetin hükümlerini bilmek, anlamak demektir. Ahkam-ı islamiyyeyi, İslâmiyetin hükümlerini bildiren ilme Fıkıh ilmi adı verildi. Fıkıh bilgilerini bilen kimseye Fakîh denir. Fıkıh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lazım olan işleri bildirir. Hadis-i şerifde;

(İbadetlerin efdali, en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir) buyuruldu.

Fıkıh bilgileri, Kur'ân-ı kerimden, hadis-i şeriflerden, icma-ı ümmetten ve kıyâsdan meydana gelmektedir. Fıkıh bilgisinin bu dört kaynağına Edille-i şer'iyye denir. Fıkıh ilmi çok geniştir. Hepsi, dört büyük kısma ayrılır:

1) İbâdât olup, beşe ayrılır: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek, cihat yani dinin emir ve yasaklarını yaymak. Her birinin dalları çoktur. Cihada hazırlanmak ibadettir. Peygamber efendimiz din düşmanları ile cihadın iki türlü olduğunu bildiriyor. İş ile, söz ve yazı ile. İş ile cihada hazırlanmak, yeni silahları yapmasını ve kullanmasını öğrenmek farzdır. Bu cihadı devlet yapar. Milletin, devlet kanunlarına, emirlerine uyarak cihada iştirak etmesi farzdır. Zamanımızda ikinci savaş, yani dinsizlerin yazı, filim, radyo ve her çeşit propaganda ile saldırması aldı, yürüdü. Buna da karşı koymak cihaddır.

2) Münâkehât: Evlenme, boşanma, nafaka ve daha nice dalları vardır.

3) Mu'âmelât olup, alış-veriş, kira, şirketler, faiz, miras gibi birçok bölümleri vardır.

4) Ukûbât, yani cezalar olup, başlıca beşe ayrılmaktadır. Kısâs, sirkat, zina, kazf, riddet, yani mürted olma cezalarıdır."

***

Sual: Her Müslümanın, yapacağı iş veya ibadetlerin, dine uygun olum, olmadığını bilmesi lazım mıdır?

Cevap: Müslüman olduğunu söyleyen bir kimsenin, yapacağı her işin, İslâmiyete uygun olup olmadığını bilmesi lazımdır. Bilmiyorsa, bir Ehl-i sünnet aliminden sorarak veya bu alimlerin kitaplarından okuyarak öğrenmesi lazımdır. İş, İslâmiyete uygun değil ise, günah veya küfürden kurtulamaz.

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.

Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.

Teşekkürler.