BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Kalp, yalnız insanda vardır

Sual: Kalp ve ruh her canlıda bulunur mu? İnsanın ve hayvanların ruhları aynı mıdır?

Cevap: Kalp ve ruhun kuvvetleri vardır. Bu kuvvetler, bitki ve hayvanların kuvvetleri gibi değildir. Nebatların ve hayvanların da, kendilerine göre ruhları vardır. Kalp, yalnız insanda vardır. Her canlıda (Nebati ruh) vardır. Doğma, büyüme, tegaddî [beslenme], zararlı maddeleri dışarı atma, üreme ve ölme gibi canlılık işlerini (Nebati ruh) yapar. Bu işler, insanlarda ve hayvanlarda ve nebatlarda da yapılmaktadır. Nasıl yapıldığı tabiat bilgisi derslerinde öğrenilmektedir. Bunlarda büyüme, bütün hayat boyunca yapılmaz. Muayyen bir miktara vardıktan sonra, bu iş durur. Bu miktar, insanlarda ortalama yirmi dört yaşına geldiği zamandaki miktardır. Yağlanmak, şişmanlamak, büyümek değildir. Beslenme ölünceye kadar devam eder. Çünkü, gıda almadan yaşanamaz.

Hayvanlarda ve insanlarda, (Hayvani ruh) da vardır. Bunun yeri göğüstür. İstekli hareketleri yaptıran bu ruhtur. İnsanlarda, kalbin emri ile yapar.

İnsanlarda ayrıca bir ruh daha vardır ki, Ruh deyince kalp ile beraber, bu ruh anlaşılır. Aklı kullanmak, düşünmek ve gülmek gibi şeyleri yapan bu ruhtur.

İnsan kalbi ve ruhu, yalnız insanlarda bulunur. (İslâm Ahlâkı s. 133)

***

Sual: Bir cemaati sevenler birkaç türlü olabiliyor. Yalnız seviyorum demek yeterli midir?

Cevap: Ebû Zer "radıyallahü anh": Yâ Resûlallah! Bir kimse, bir cemaati sevse, fakat onların yaptıklarını yapmasa, nasıl olur dedikte, (Yâ Ebâ Zer! Sevdiklerinle beraber olursun) buyurdu. Fakat, Hasen-i Basrî "radıyallahü anh" buyuruyor ki, (Bu hadîs-i şerifler seni yanıltmasın! Sen iyilere, ancak onların iyi amellerini yapmakla kavuşabilirsin! Yahudiler ve Hristiyanlar, Peygamberlerini seviyorlar ise de, onlar gibi olmadıkları için, onların yanına gidemeyeceklerdir). İmâm-ı Gazâlî bunun için, (Onların iyi amellerinden birkaçını veya hepsini yapmadıkça, yalnız sevmekle, onların yanına kavuşulamaz) dedi.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, bir cemaati seven kimse, üç nev olabilir: Onların bütün amellerini ve ahlâkını edinmiştir. Yahut hiçbirini edinmemiştir. Yahut da, birkaçını yapar. Başkalarını yapmayıp, bunların tersini yapar. Hepsini yapabilen, onlardan olur. Onlarla olur. Onlara olan sevgisi, onu da tam onlar gibi yapmıştır. Muhabbetin en yüksek tabakasına erişmiştir. Elbet onlardan olur. Sevdiklerine hiç uymayan, onlara hiç benzemeyen kimse, onlardan hiç olamaz. [Sevgisi, sözde kalır. Kalbine girmez. Sevginin yeri ise, kalptir. Yani gönüldür.] İmâm-ı Gazâlî "rahmetullahi aleyh" Hasen-i Basrînin bunları anlattığını bildirmiştir. [Böyle sevgi, yalnız sözde kalmaktadır. Yalnız sözde kalan sevmeğe, sevmek denilmez. Seviyorum demesi doğru olmaz.] (Kıyâmet ve Âhiret s. 321)

***

Sual: Hadîs-i şerifte, (Ümmetimin ayrılığı rahmettir) buyruluyor? Ayrılığın rahmet olmasından maksat nedir, imanda ayrılmak ile amelde, işte ayrılmak aynı mıdır?

Cevap: Hadîs-i şerifte, (Ümmetimin ayrılığı rahmettir) buyurdu. Dört mezhebin amel, iş bilgilerinde ayrılması böyledir. [Şimdi] Dört mezhep olması, Allahü teâlânın hidayeti ve rahmetidir. Hepsi sevab kazanmıştır. Kıyamete kadar, bu mezheplerde olanların ibadetlerine verilen sevapların bir misli de, bunların mezheplerinin imamlarına verilmektedir. Âlimlerin amel, iş bilgilerinde çeşitli ihtisas kollarına ayrılmaları da böyledir. Böylece; bir çoğu hadîs bilgisinde, birçoğu tefsirde, çoğu da fıkıh bilgisinde, Arabi bilgilerde yetişmişlerdir.

Tasavvufçuların riyazet çekmekte ve talipleri yetiştirmekte, ayrı yol tutmaları da, yani çeşitli yolların meydana gelmesi de, bu hadîs-i şerife uygun olmaktadır. Necmeddîn-i Kübrâ "rahmetullahi aleyh" (İnsanları Allahü teâlâya kavuşturan yollar, insanların sayısı kadardır) buyurdu. Bu söz de, talipleri yetiştirmek yolunu bildiriyor. Yoksa, itikatlarında hiçbir ayrılık yoktur. Bütün Evliyanın itikatları, imanları birdir. Hepsi, (Ehl-i sünnet vel-cemâ'at) itikadındadır. Sanat sahiplerinin çeşitli iş kollarına ayrılmaları da öyle rahmettir. Fakat, itikatta ayrılmak, parçalanmak, böyle değildir. Çünkü, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", (Cemaat rahmettir. Ayrılık azaptır) buyurdu. [Necmüddîn-i Kübrâ 618 [m. 1221] de, Hârezmde, Cengiz askerleri tarafından şehîd edildi.] (Kıyâmet ve Âhiret s. 320)

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.

Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.

Teşekkürler.