BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Arapçada ü ve e sesi

Sual: Türk dünyasından gelen bir hafız, (Arapçada e sesi yoktur) diyor. Elif harfini a sesi ile e sesi arasında okuyor. Melek demiyor da, malak kelimesine yakın, ikisi arası bir şey söylüyor.
Mısır’dan gelen biri de, (Elif harfini a ve ü ile okumak yanlıştır) diyor. Mesela âmin yerine eeemin diyor. Amenerresulü demiyor, eeemenerrasulü diyor. Allahü ekber yerine Ellahu ekber diyor. Biz Türklerin okudukları yanlış mı?
CEVAP
Türk dünyasından gelen hoca gibi okuyanı yeni duyduk. Öyle bir okuma şekli duymadık. Sadece Allahü ekber derken elif harfi e harfi ile a harfi arasında okunur, başka yerlerde okunmaz. Melek kelimesi, melek olarak okunur.

En güzel okuma şekli Osmanlıların okuduğu kıraattir. Şimdiki Araplarınki, Doğu Anadolu’daki insanların konuştukları Türkçeye benziyor. Mânâ değişmese de Osmanlıdaki kadar düzgün olmuyor.

Ha harfiyle he harfinin karışmaması için hu değil, hü diye okumalı. Sad harfini ötre olarak okuyunca su diye okunur, sin harfini ötre olarak okuyunca sü diye okunur. Ü sesi yok diye onu da su diye okumak uygun olmaz. Osmanlının okuduğu gibi okunursa hiç yanlışlık olmaz. Sin ve Sad harfleri rahatça çıkmış olur. Mânâ da değişmez.

Allah ve Amenerresulü derken ayın harfiyle söylemiyoruz, elifle söylüyoruz. Elifle söyleyince mahzuru olmaz.

Malın kıymetini gizlemek
Sual: S. Ebediyye'de, (Satılan şeyin ayıbını ve satın alınan şeyin kıymetini gizlemek fâiz olur) deniyor. Bir kimse sattığı malı kaça aldığını söylemek mecburiyetinde midir?
CEVAP
Sorana, malın alış fiyatını değil, piyasa değerini söylemelidir. Piyasa değeri demek, bu maldan anlayan bilirkişilerin, eksperlerin verdikleri fiyat demektir, alış fiyatı değil. Bir kimse bir malı çok ucuza alsa da, rayiç fiyattan satabilir. Mesela 50 liraya alınan bir mal, piyasada 100 lira ise, (Bu malın değeri 100 liradır) diyerek satmak caiz olur. (Bu malın değeri 200 lira, ama sana 100 liraya satıyorum) demek, müşteriyi kandırmak caiz değildir.

Dini yıkanlar
Sual: http://www.youtube.com/watch?v=mjmEOuwbLHc
Yukarıdaki linkte bir hoca, (İlahiyatçılar, din adı altında dini yıkmaya çalışıyorlar) diyor. İlahiyatçıların genelde profesör olanları, her nedense daha bozuk oluyorlar, mezhepleri, hadis-i şerifleri kabul etmiyorlar. Sanki akademik kariyerleri yükseldikçe bozulmaları da artıyor. Ama bütün ilahiyatçılar için böyle söylemek doğru olur mu?
CEVAP
Söyleyiş tarzından bütün ilahiyatçılar anlaşılıyorsa da, hepsini kastetmiyordur. Her toplumda, her meslek grubunda, iyiler de, kötüler de çıkabilir. Bu hoca da, kötüleri kastediyordur. Evet, ilahiyatçılarda mezhepleri kabul etmeyenler çoktur, ihtiyatlı olmak gerekir, ama hepsi bozuk diye genelleme yapmak yanlış olur. Ehl-i sünnet itikadında olan, kafadan yorum yapmayıp nakli esas alan ilahiyatçıların varlığını inkâr etmek yanlış olur.

Eken biçer
Gün gelir herkes göçer, ecel şerbeti içer,
Kim neyi ekmiş ise, mahşerde onu biçer.

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.

Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.

Teşekkürler.