BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Nefsle cihadın önemi

Sual: Resulullah'ın ve Eshab-ı kiramın nefisleri itminana kavuştuğuna göre, (Küçük cihattan döndük, nefsle olan büyük cihada başladık) hadisindeki nefsle olan cihad nedir?
CEVAP
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Nefs, mutmainne olunca, kıl kadar azgınlık, taşkınlık yapmaz. İslamiyet’e tam teslim olmuş, her kötülüğü yok olmuştur. Sahibi için kendini yok etmiştir. Böyle olan nefsin İslamiyet’e uymaması imkânsızdır. Nefs Allahü teâlâdan, Allahü teâlâ da ondan razı olunca artık taşkınlık, azgınlık yapamaz. Azgın olandan razı olunmaz. Allahü teâlânın razı olduğu nefs, razı olunmayacak bir şey yapabilir mi? Hadis-i şerifte bildirilen büyük cihad bedene, cesede karşı yapılan cihaddır, çünkü insanın bedeni su, ateş, toprak ve hava gibi birbirine zıt olan dört türlü maddeden yapılmıştır.

Her çeşit madde, başka şeyler istemekte ve başka şeylerden kaçmaktadır. İnsanın şehvanî istekleri, bedenden doğmaktadır. Gazap etmesi, istememesi de, bedenden ileri gelmektedir. Bu cihadın sonu olmaz. Nefsin itminana ermesiyle, kalbin vilayet makamına kavuşmasıyla, bu cihad yok olmaz. İnsanda bu cihadın bulunması, çeşitli faydalar sağlamaktadır. Böylece beden temizlenir. Âhirette yüksek derecelere kavuşulur. (2/50)

Buradaki büyük cihad, insanın huyunu, İslam ahlâkına uygun şekilde düzeltmeye çalışmasıdır. (Can çıkar huy çıkmaz) sözü doğrudur, huy tamamen yok olmaz, ama terbiye edilebilir. Yani insan İslam ahlâkıyla ahlâklanırsa, huyunu iyi yerde kullanır. Mesela sert mizaçlıysa, bunu olumlu yönde kullanır. Kötülere karşı mücadele eder.

Huysuzsa, mutlaka o huysuzluk bir gün çarpar, ya bir kalb kırar veya birine bir hakaret eder, o zaman da kazandıklarının hepsi gider. Kötü huy felakettir. Mesela inat ve kibir kimde varsa çok fenadır. (Ben haklıyım, benim görüşüm doğru) demek ve kendini başkasından üstün görmek kibirdendir. Bunlar kâfirde varsa, Müslüman olmasına engeldir. Müslümanda varsa, son nefeste imansız gitmesine sebep olur.
En güzel ahlâk, aşırı uçlardan uzaklaşarak hep orta yolda olmaktır. Her şeyin ortasını bulan, yalnız Resulullah’tır “sallallahü aleyhi ve selem.” Biz ortayı bulamayız, ama ortalamasını bulmaya çalışmalıyız.

Hutbede dört halife
Sual: Birkaç camide, hutbelerde dört halifenin ismi okunurken, çok camide okunmuyor. Okunmaması Ehl-i sünnete aykırı değil midir?
CEVAP
Elbette aykırıdır. Hattâ bid’attir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Samane şehrinin hatibinin, Kurban bayramı hutbesinde, Hulefa-i Raşidin’in, yani Resulullah'ın dört halifesinin isimlerini söylemediğini ve namazdan sonra bir kısım cemaatin kendisine bunu söyledikleri zaman, (Unuttum veya şaşırdım) gibi bir özürde bulunmayarak, (İsimleri söylenmezse ne olurmuş?) diye inat da etmiş. Halktan ileri gelenler, bu hâle seyirci kalıp o insafsız hatibe haddini bildirmemişler. Hulefa-i Raşidin’in isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnet vel-cemaatin şiarıdır, nişanıdır. Onu, bile bile, inat ederek ancak kalbi bozuk olan okumaz. Ehl-i sünnet olan bir Sultan zamanında, böyle bid’at çıkarmak, ne büyük cesarettir. Belki de, devlete, ülül-emre karşı gelmek demektir. Bununla beraber, asıl şaşılacak şey, o şehrin muhterem eşrafının, ileri gelen Müslümanlarının, bu vaka karşısında kımıldamamaları, gevşek davranmalarıdır. Kur'an-ı kerimde mealen, (Gücü yeterken, günah işleyenlere mâni olmayıp susmak, ne kadar çok kötüdür) buyuruldu. Bu tüyler ürpertici haberi duyar duymaz aklım başımdan gitti. Farukî damarım harekete gelip bu yazılar kalemimden çıktı. (2/15)

Hutbede dört halifenin isimlerini yüksek sesle okumak, Ehl-i sünnet olmanın alametidir, okumak istemeyenden kaçmalıdır. (İ. Ahlakı)

Kılavuzu karga ise
Sapık şeyh çoğaldıkça, zil takıp oynar şeytan,
Kurtulamaz çöplükten, rehberi karga olan.

« Önce
Sonra »