Sual: İbadetleri yapmakta zorlananlar var. İslâmiyete uymanın kolay olması için ne yapmalıdır?
Cevap: Kalp ile ve beden ile, İslâmiyetin emirlerine ve yasaklarına uymalı ve kalp, gafletten uyanık olmalıdır. Kalbi uyanık olmayan [yani Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü ve Cennet nimetlerini ve Cehennem ateşinin şiddetini hatırlamayan, düşünmeyen] kimsenin bedeninin İslâmiyete uyması güç olur. Fıkıh âlimleri fetvaları bildirirler. Bunların yapılmasını kolaylaştırmak, Allah adamlarının işidir. Bedenin İslâmiyete severek ve kolay uyması için, kalbin temiz olması lâzımdır. Fakat yalnız kalbin temiz olmasına, ahlâkın güzel olmasına ehemmiyet verip, bedenin İslâmiyete uymasına ehemmiyet vermeyen kimse, (Mülhid)dir.
Bunun nefsinin parlaması ile hâsıl olan [gaybdan haber vermek, hastaları okuyup üfleyip iyi etmek] gibi âdet dışı başarıları (İstidrac) olup, kendisini ve buna uyanları Cehenneme sürükler. Kalbin temiz ve nefsin mutmainne [uysal] olduğunun alâmeti, bedenin İslâmiyete seve seve uymasıdır. His organlarını ve bedenini İslâmiyete uydurmayanların (Kalbim temizdir. Sen kalbe bak!) demeleri boş laftır. Böyle söylemekle kendilerini ve etrafındakileri aldatmaktadırlar. (İslâm Ahlâkı s. 177)
***
Sual: Cemaatte imama uyanlar kaç çeşittir? Bir rekatte hangi durumda uyulursa imama yetişmiş olunur?
Cevap: Ve dahi, imama uyanlar dört nevdir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar.
1- Müdrik, iftitah tekbirini imam ile birlikte alana denir.
2- Muktedî, iftitah tekbirine yetişemeyene denir.
3- Mesbuk, imam rekatlerin birini veya ikisini kıldıktan sonra uymuş olana denir.
4- Lâhık, iftitah tekbirini imam ile beraber almış, fakat sonra, kendisine hades vaki olduğundan, abdest alıp, tekrar imama uyana denir. Bu kimse, yine evvelce olduğu gibi, kıraatsız, rükû ve sücut tesbihlerini ederek namazını kılar. O kişi, eğer dünya kelâmı söylememiş ise, imamın ardında gibidir. Lakin, camiden çıktıktan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır. Çok ileriye giderse, namazı fasit olur diyen vardır.
Bir kimse, mescide geldiğinde, imamı, rükûda bulsa ve rükûya yetişeyim diye acele edip, iftitah tekbirini rükûya inerken alsa, imama uymuş olmaz. İmamı, rükûda buldukta, imama uymağa niyet edip, tekbiri ayakta tekmil edip, sonra rükûya gider ve imamın beli ile beraber olup, tesbih ederse, o rekate uymuş olur. Amma rükûya inerken, imamın beli doğrulsa, o rekate yetişmiş olmaz. (İslâm Ahlâkı s. 258)
***
Sual: Mürted olana nasıl muamele edilir? İmanın şartları nelerdir
Cevap: (Dürer ve Gurer)de diyor ki, (Mürted olan erkeğe Müslüman ol denir. Şüphe ettiği şey anlatılır. Zaman isterse, üç gün hapsolunur. Tevbe ederse kabul edilir. Tevbe etmezse, hâkim tarafından öldürülür. Mürted olan kadın öldürülmez. Müslüman oluncaya kadar hapis olunur. Dâr-ül-harbe kaçarsa, Dâr-ül-harbde cariye olmaz. Esir alınırsa cariye olur. Mürted olunca, nikâh fesholur. Bütün malları mülkünden çıkar. Tekrar Müslüman olursa, tekrar mülkü olurlar. Ölünce veya Dar-ül-harbe kaçınca [veya Dâr-ül-harbde mürted olunca] Müslüman vârisine kalır. [Vârisi yoksa, Beyt-ül-mâldan hakkı olanların olur.] Mürted mürtede varis olamaz. Mürted iken kazandıkları mülkü olmaz. Müslümanlara fey olur. Alış veriş ve kira sözleşmeleri ve hediye vermesi bâtıl olur. Tekrar Müslüman olursa, sahih hâle dönerler. Evvelki ibadetlerini kaza etmez. Yalnız, tekrar hac yapması lâzım olur).İmandan sonra, ilk öğrenilecek şey, abdest almak, gusül abdesti ve namazdır.
İmanın altı şartı: Allahü teâlânın var olduğuna ve bir olduğuna ve sıfatlarına inanmak, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahirette olan şeylere, Kaza ve Kadere imandır. (İslâm Ahlâkı s. 176)
Cevap: Kalp ile ve beden ile, İslâmiyetin emirlerine ve yasaklarına uymalı ve kalp, gafletten uyanık olmalıdır. Kalbi uyanık olmayan [yani Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü ve Cennet nimetlerini ve Cehennem ateşinin şiddetini hatırlamayan, düşünmeyen] kimsenin bedeninin İslâmiyete uyması güç olur. Fıkıh âlimleri fetvaları bildirirler. Bunların yapılmasını kolaylaştırmak, Allah adamlarının işidir. Bedenin İslâmiyete severek ve kolay uyması için, kalbin temiz olması lâzımdır. Fakat yalnız kalbin temiz olmasına, ahlâkın güzel olmasına ehemmiyet verip, bedenin İslâmiyete uymasına ehemmiyet vermeyen kimse, (Mülhid)dir.
Bunun nefsinin parlaması ile hâsıl olan [gaybdan haber vermek, hastaları okuyup üfleyip iyi etmek] gibi âdet dışı başarıları (İstidrac) olup, kendisini ve buna uyanları Cehenneme sürükler. Kalbin temiz ve nefsin mutmainne [uysal] olduğunun alâmeti, bedenin İslâmiyete seve seve uymasıdır. His organlarını ve bedenini İslâmiyete uydurmayanların (Kalbim temizdir. Sen kalbe bak!) demeleri boş laftır. Böyle söylemekle kendilerini ve etrafındakileri aldatmaktadırlar. (İslâm Ahlâkı s. 177)
***
Sual: Cemaatte imama uyanlar kaç çeşittir? Bir rekatte hangi durumda uyulursa imama yetişmiş olunur?
Cevap: Ve dahi, imama uyanlar dört nevdir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar.
1- Müdrik, iftitah tekbirini imam ile birlikte alana denir.
2- Muktedî, iftitah tekbirine yetişemeyene denir.
3- Mesbuk, imam rekatlerin birini veya ikisini kıldıktan sonra uymuş olana denir.
4- Lâhık, iftitah tekbirini imam ile beraber almış, fakat sonra, kendisine hades vaki olduğundan, abdest alıp, tekrar imama uyana denir. Bu kimse, yine evvelce olduğu gibi, kıraatsız, rükû ve sücut tesbihlerini ederek namazını kılar. O kişi, eğer dünya kelâmı söylememiş ise, imamın ardında gibidir. Lakin, camiden çıktıktan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır. Çok ileriye giderse, namazı fasit olur diyen vardır.
Bir kimse, mescide geldiğinde, imamı, rükûda bulsa ve rükûya yetişeyim diye acele edip, iftitah tekbirini rükûya inerken alsa, imama uymuş olmaz. İmamı, rükûda buldukta, imama uymağa niyet edip, tekbiri ayakta tekmil edip, sonra rükûya gider ve imamın beli ile beraber olup, tesbih ederse, o rekate uymuş olur. Amma rükûya inerken, imamın beli doğrulsa, o rekate yetişmiş olmaz. (İslâm Ahlâkı s. 258)
***
Sual: Mürted olana nasıl muamele edilir? İmanın şartları nelerdir
Cevap: (Dürer ve Gurer)de diyor ki, (Mürted olan erkeğe Müslüman ol denir. Şüphe ettiği şey anlatılır. Zaman isterse, üç gün hapsolunur. Tevbe ederse kabul edilir. Tevbe etmezse, hâkim tarafından öldürülür. Mürted olan kadın öldürülmez. Müslüman oluncaya kadar hapis olunur. Dâr-ül-harbe kaçarsa, Dâr-ül-harbde cariye olmaz. Esir alınırsa cariye olur. Mürted olunca, nikâh fesholur. Bütün malları mülkünden çıkar. Tekrar Müslüman olursa, tekrar mülkü olurlar. Ölünce veya Dar-ül-harbe kaçınca [veya Dâr-ül-harbde mürted olunca] Müslüman vârisine kalır. [Vârisi yoksa, Beyt-ül-mâldan hakkı olanların olur.] Mürted mürtede varis olamaz. Mürted iken kazandıkları mülkü olmaz. Müslümanlara fey olur. Alış veriş ve kira sözleşmeleri ve hediye vermesi bâtıl olur. Tekrar Müslüman olursa, sahih hâle dönerler. Evvelki ibadetlerini kaza etmez. Yalnız, tekrar hac yapması lâzım olur).İmandan sonra, ilk öğrenilecek şey, abdest almak, gusül abdesti ve namazdır.
İmanın altı şartı: Allahü teâlânın var olduğuna ve bir olduğuna ve sıfatlarına inanmak, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahirette olan şeylere, Kaza ve Kadere imandır. (İslâm Ahlâkı s. 176)
Hiç yorum yok
Yorum Gönder
Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.
Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.
Teşekkürler.