(Cuma günü öyle bir vakit vardır ki, o vakitte yapılan dua muhakkak kabul olur) hadis-i şerifini işiten Buhara âlimleri, (Bu saati bilseydik, Allahü teâlâdan ne isterdik?) diye konuşurlar. Biri, son nefeste iman, bir diğeri, dine hizmet için çok parasının olmasını istediğini, başka biri de, sıhhat ve âfiyet istediğini söyler. Ubeydullah-i Ahrar hazretleri ise, salih zatların sohbetine kavuşmayı ister. Yani Allahü teâlânın sevdiği bir kuluyla beraber bulunmayı ister. Çünkü bütün üstünlük, onun sohbetindedir. O sohbet ele geçti mi, her şey ele geçti demektir. Allahü teâlânın sevdiği kulların sohbeti, iki cihanda insanı yüksek derecelere kavuşturur. Çünkü evliya bir zatın kerameti, vefatından sonra da devam eder. İsmi anılınca Allah’ın izniyle ruhu hazır olur, feyz verir, kalbi temizler, yardıma koşar.
Muhammed Masum hazretleri abdest alırken, talebesi su döker. Birdenbire çömlek testiyi, çocuğun elinden kapıp duvara fırlatır. Testi paramparça olur. Çocuk da korkar. Ağlaya ağlaya bu zatın hanımına gider.
(Abdest suyu dökerken, hocam kızdı, elimden testiyi kapıp duvara çaldı) der. İhtiyar kadıncağız, (Peki, sen git!) der. Muhammed Masum hazretleri eve gelince, hanımı, (Bugün neye kızmışsan testiyi parçalamış, çocuğu korkutmuşsun) der. (O çocuğa kızmadım. Bugün bir talebem, ormandan geçerken, aniden karşısına bir aslan çıkınca benden yardım istedi. O anda elime testi geçti, aslana fırlattım. Elhamdülillah, talebe kurtuldu) buyurur. Bir süre sonra, ormandan dönen talebe, arkadaşlarına anlatır, (Aslan tam üzerime atlayacağı zaman, “İmdat hocam!” diyebildim. O anda aslanın kafasında testinin parçalandığını gördüm) der. İşte Allahü teâlâ evliya zatlara, işittirir, gösterir ve onlar da böyle imdat eder.
(Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında bana en sevgili olanlar, ona farz kıldığım şeyleri yapmasıdır. Kulum nafile ibadetleri yapmakla bana o kadar yaklaşır ki, onu çok severim. Onun duyan kulağı, gören gözü ve tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Her istediğini veririm. Benden yardım isteyince, imdadına yetişirim) mealindeki hadis-i kudsi, (Onun göremediği şeyleri, çok uzakta da olsa, ona gösterir, ona işittiririm. Bir anda dünyanın her yerine gönderirim, onun eliyle ona istediğini yaptırırım) demektir.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder
Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.
Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.
Teşekkürler.