Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir talebe hocasına, (Efendim, insanlara karşı sertlik gösterenleri, kalb kıranları niçin sevmiyorsunuz?) diye sorar. Hocası buyurur ki:
Kardeşim, benim bir huyum var: İster Müslüman, ister kâfir, ister dinsiz olsun, Allah’ın kuludur. Onunla görüştüğüm zaman, onun kalbini kırmamak, başlıca hedefim olmuştur. Kendim üzülebilirim, ağlayabilirim, ama onu incitmek, onun kalbini kırmak yetkisi bende yok. Allah o yetkiyi kullarına vermemiş. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ refiktir, yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri ve başka hiçbir kimseye vermediğini yumuşak davranan mümine ihsan eder.)
Allahü teâlâ, hiç kimseye vermediği en büyük nimetleri, huyu yumuşak olana, insanları incitmeyene veriyor. Birçok fillerle gelen Ebrehe’nin gücü Kâbe’yi yıkmaya yetmedi. Bu yıkılmayan Kâbe’den daha önemlisini yıkmaya çalışmamalı. Peygamber efendimiz, (Bir müminin kalbini incitirseniz, kırarsanız, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan büyük günaha girersiniz) buyuruyor. Bir değil, beş değil, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmak günahı yazılıyor. Bunun için kalb kırmaktan çok sakınmalı!
İki Müslüman karşılaşınca, biri, diğerinin kalbini kıracak diye ödüm kopuyor. İki ortak bozuşmuşlar. Biri geldi, (Efendim alacağım var, vermiyor) dedi. (Olmaz öyle şey. Kul hakkı var. Mümin yalan söylemez, mutlaka senin dediğin doğrudur, nasıl vermez?) dedim. Öteki geldi, (Efendim hiç borcum yok, hattâ biraz da fazla verdim) dedi. Kendi kendime, (Müslüman yalan söylemez. Bunun da dediği doğrudur. Herhâlde biri unutmuştur) dedim. Bir hata var burada, ama hatada ısrar da var. Biri, (Hata bende) demiyor. Anlaşmalarına imkân yok. Bunu hâlletmem gerekir dedim. Kendi paramdan alacaklıya verdim, (Helalleşin, çünkü âhirette sorguya çekileceksiniz) dedim. Âhirette, bir dank yani yarım dirhem gümüş kul hakkı için, cemaatle kılınmış, kabul olmuş, 700 namazın sevabı karşı tarafa verilecek. Sevabı yoksa, karşı tarafın günahı buna yükletilecek. Bir şey âhirete kaldı mı, çok tehlikelidir. Çok kimse âhirete alacaklıyım diye gidecek, fakat borçlu çıkacak, yanılacak, yanacaktır. Bunun için borç alacak işlerini ve helalleşmeyi dünyada hâlletmeye çalışmalıdır.
Ana Sayfa
Günün Sohbeti
Kâbe’yi yıkmaktan büyük günah
Kâbe’yi yıkmaktan büyük günah
VEKA MEDYA
-
Pazar, Ocak 15, 2012
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Çok okunan yazılar
-
Sual: Gece tırnak kesmek, çöp atmak, çamaşır ve bulaşık yıkamak gibi işleri yapmakta mahzur var mıdır? CEVAP Hayır, mahzuru olmaz. Uzamış ...
-
Sual: Hayvanların ruhu ve aklı var mıdır? CEVAP İnsanlarda olan ruhtan hayvanda yoktur. Hayvandaki ruh, ona hayatiyet yani canlılık k...
-
Sual: Ezanın, sünnete uygun okunduğu duyulunca, ne yapmak gerekir? CEVAP Günümüzde, sünnete uygun ezan hemen hemen hiçbir yerde okun...
-
Sual: Yeni abdest aldıktan sonra camiye girip imama uyarak vaktin farzını kılarken, Sübha namazına da niyet edilebilir mi? CEVAP Evet, niy...
-
Sual: Kabrin derinliği, genişliği ne kadar olmalı ve ölünün kabir içine konuş şekli nasıldır? Cevap: Konu ile alakalı olarak Câmi'-...
Hiç yorum yok
Yorum Gönder
Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.
Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.
Teşekkürler.