BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Mezhep imamına uymayan fasık olur

Sual: Bir kimse, dininin emir ve yasaklarını öğrenmek için mutlaka bir mezhebe tabi olması, uyması mı lazımdır?
Cevap: 
Mezhebe uymanın, aklı faydasız hâle getirir sözü, cahilliktir. Allahın dini, aklın, fehmin, idrakin üstündedir. Din işlerinde aklı koruyan en büyük ilaç, müctehidleri taklit etmektir. İctihaddan, tefsirden ve hadisten haberi olmayan cahiller için, mezhep imamlarının büyüklüğünü kabul edip, inanıp, onu taklit etmekten başka çare yoktur. Cahillerin, mezhep imamına uymasının vacip olduğunu, İslâm âlimleri söz birliği ile bildirmişler ve Mîzân-ül-kübrânın önsözünde vesikaları ile birlikte yazılıdır.

Mezhep imamına uymayan fasık olur. Dört mezhebin ittifakla bildirdiği ve her memlekete yayılmış olan bir hükmü kabul etmeyenin kâfir olacağını, fıkıh kitapları meselâ İbni Âbidîn bildirmektedir.

Mezhep imamlarının helal, haram, vacip dedikleri şeyler vardır. Âyetten ve hadisten işaretler bulmadıkça, bunları söylememişlerdir. Dört mezhebin imamları, gökteki yıldızlar gibidir. Başkaları, yerde dolaşan insanlar gibidir. Halîfe Hârûn-ür-Reşîd, İmâm-ı Mâlik hazretlerinin yanına gelip;

"Kitaplarını her tarafa yaymayı ve ümmetin yalnız bunlara uymasını istiyorum" deyince;
"Ya Emir-el mü'minin! Amelde âlimlerin ihtilaf etmesi ayrılması, Allahü teâlânın bu ümmete rahmetidir. Her müctehid, sahih bildiği delile tabi olur. Hepsinin çıkardığı hüküm hidayettir. Hepsi Allah yolundadır" dedi. Böylece mezheplerin doğru yolda olduğunu bildirdi.

Farz, vacip ve müekked sünnet olan ibadetlerde, meşhur ve sahih hadisler delil olurlar. Bütün bunlara rağmen İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretleri, zayıf hadisleri de, kendi reyine tercih ederdi. Çünkü İmam-ı Beyhekî hazretlerinin El medhal kitabında bildirdiği hadis-i şerifte;

(Kur'ân-ı kerime tabi olmak, hepinize farzdır. Onu terk etmeniz için hiçbir özür olamaz. Kur'ân-ı kerimde bulamadığınız işlerde, sünnetime uyunuz. Sünnetimde de bulamazsanız, Eshâbımın sözüne uyunuz! Çünkü, Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, hidayeti bulursunuz. Eshâbımın ihtilafı, sizin için rahmettir) buyuruldu. Bu hadis-i şerif, amelde, ibadetlerde, mezhep imamlarından birine uyanın, hidayete, doğru yola kavuşacağını göstermektedir.

***
Sual: Vakfı kimler idare edebilir? Nakledilen şeyler vakfedilebilir mi? Sarf edileceği cihetleri belli olan vakıf para başka vakıf ihtiyacına sarf edilebilir mi?
Cevap: 
(Fetâvâ-i Hayriyye)de diyor ki, (Vakfın nâzırı veya herhangi vazifelisi, suç işlemedikçe azlolunamazlar. Vakfı kiraya vermek, mütevellinin vazifesidir. Hâkim, vali karışamaz. Bir vakfın, bir nâzırı ve bir mütevellisi olsa, mütevelli nâzırın haberi olmadan bir şey yapamaz. Kayyım, mütevelli ve nâzır aynı hakka maliktirler. Bir kimse bir çadırı veya vagonu mescid yapsa, muhtelif yerlere götürülüp, içinde namaz kılınsa, böyle mescid olmaz. Mescidin yeri değiştirilemez. Nakil olunan şeyin vakfı, âdet olmadıkça câiz değildir. Fakat bunu yapana sevab vardır. Mâni olmamalıdır. Vâkıfın tayin ettiği kimse nâzır ve mütevelli olur. Nâzır ve mütevelli vâkıfdan sonra ölürse, bunların vasiyet ettiği olur. Bunlar yoksa, kadı, yani hâkim bir mütevelli tayin eder. Bu tayinde, vâkıfın evlat ve yakınlarından ehl olanların tercih hakları vardır. Vakfın mütevellisi emir eder, idare eder. Akit yapar.

Alış-veriş yapar. Kâtip de, bunları yazar. Deftere geçirir. Mütevelli, yapacağını kâtibe sormaz.
Yaptıklarını bildirir. Harap olup istifade edilemeyen bir vakfı, bundan daha faydalı olan başka bir mal ile veya altın, gümüş ile değiştirmek câizdir ve bunu ancak kadı yapar. Hâkim-i şer'in, İslâmiyete uygun hükmü değiştirilemez. Çeşitli ictihad yapılmış olan şeylerde, kadının yani hâkimin hükmü, ihtilâfları ortadan kaldırır).

(Behcet-ül fetâvâ) sahibi "rahmetullahi teâlâ aleyh" diyor ki, (Gelirinin sarf edileceği cihetleri belli olan vakıf paradan hâsıl olan gelirin bir kısmı bu cihetlere verilip, bir kısmı da mütevellide kalsa, bu para, aynı vâkıfın olsa bile, başka bir vakıf caminin ihtiyaçlarına sarf edilemez). (Tam İlmihal s. 862)

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam.com hocaları tarafından cevaplandırılacaktır.

Lütfen dini suallerinizi: dinimizislam11@gmail.com mail adresine gönderiniz.

Teşekkürler.